Çarşamba, Şubat 22

etme..

''Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme..''

duydum ki, kacıyorsun.. etme!

Pazar, Şubat 19

since1453..



İnanılmaz yorucu, kocaman bir haftanın son günü, beynim saat 7:00 kalk ve işe git derken ruhum; yataktan kopamadıgı icin; Cuma'dan başlayıp rüya gibi 3 gün gecirdim..
Nasıl iyi geldi, nasıl iyi geldi :) oh oh düşünsenize birde bunun 1 haftalık hallerini yaşasam.. o-la la!!!

Neyse efenim gelelim asıl konuya hic vakit kaybetmeden;
17 milyon tl harcandı, gelmiş gecmiş en iyi türk filmi, bizzat şahit oldugum hiç bir yerde seans kalmadı olayı da cabası da derken, Fetih 1453 filmine kemikleşmiş kadrom olan; anne baba ve güccük sıpa 4'lüsü olarak Pazar günü gidebildik..

Film hakkında hic vakit kaybetmeden, öz eleştiri olarak başlamak isterim;

* Bir kere oyunculuk berbattı, hayır tamam burnu benzesin, aman jön kart olmasın diye diye buldugunuz Fatih bu mudur; yani cok kötü degildi belki ama yinede bilmem böyle ben hiddetlenince, karşımda devleşen bir sultan gör-e-medim, gerci Allah var; hayranı oldugum Akşemsettin icin bulunan oyuncuya nazaran kesinlikle iyiydi o nasıl bir Akşemsettin'dir ya o kadar para harcadın da; dogru dürüst bir cast ajansı mı bulamadın mı diye sorarlar adama sayın Aksoy?
*Fatih'in bana göre, bir deha oldugunun kanıtı olan gemileri karadan yürütme olayı; sanki normal her sahil güvenlikte olan bir olaymış gibi basitce ve hızlıca anlatılmış, isterdim ki; daha bir özenle anlatılsın bizde 'way anasına ceddim benim diye gururlanalım..'
*Fatih abim, bir senorya yazmadıgına göre; cag atıp kapatan bu olayı; sanki evetttttt papa şimdi;

'.. bu topraklarda, katonik külahı görmektense; müslüman sarıgı görmeyi tercih ederim' hadi bi söyle de şeklinde, dan dan yapmak yerine; azıcık örseydin be hikayeyi bro olmaz mıydı? anlatabildim mi ne dedigimi merak icindeyim şuan?
*Hasan'ın bir kere, öyle bir ilişkisi hic olmadı, Allah icin tarih filmi yapıyorsunuz, belgesel niteligi taşıyor bu yapıt tamam halk sevsin diye de; 'sex sell' olayını katmasaydınız ne olurdu sankim??
*Mollo'lar konusunda, sanki hic yoklarmış gibi davranmaları da kötüydü; o adamlardır ki bana göre bir deha'yı; nadasta olgunlaştıran -azıcık, özen istedik!-
*Ayrıca, filmde kullanılan kıyafetleri de ben hic begenmedim yahu; vericen aslında züper süleyman'ın kıyafetlerini yapan ekibe en azından gözümüz; moda görürdü! : ) -kıllısını arayan insan modeli-

*Son olarak, fetihten sonra Ayasofya'ya giren Fatih Han'ın kucagına aldıgı kızı görünce; aklıma direk Bill Clinton abimizin burnuna dokunan velet geldi :) sanıyorum ki, saglım bir kopya olmuş -dudak kenarlarım, gülümsedi cünkü-

Aman cok biliyorsun sende diye daha cok 'cıx cıx''ladan hemencecik;birde oturup güzel tafarlarını göklere cıkartmak isterim kendimce;
*Öncelikle, evet milletce böyle bir filme ihtiyacımız vardı kabul nedir o sacma salak, Muhteşem yüzyıl gibi diziler filan, gercekten yapmayın etmeyin; bu adamlar birer halifeydi elinizi vicdanınıza koyun Allahsen ya hazinenin agzına kadar dolu oldugu, refah seviyesinin en yüksek oldugu, siyasi olarak bir fermanla 50 yıl Fransa'da dansın yasak edildigi bir dönemden bahsederken tarih; siz nasıl olurda Kanuni gibi; bir hükümdarı bütün gün sarayda Hürrem'in üzerinden inmeyen bir adam halinde yazar ve oynatırsınız.. el-insaf!! P.S. : bu konuda cok doluyum; zira 'ayy ben Süleyman'a sinir oluyorum..' diyen dizi fanatiklerden birinin agzını yüzünü kıracagım böyle giderse..
*Tarihimizle ilgili, böyle bir olayı arkama yaslanıp; iyi yada kötü olarak yoruma acık bile olsa izlemek gercekten cok gurur vericiydi :)
*Sevgili İbrahim Celikol; ben hLy's 25 yaşındayım, cok meşgul olmama ragmen seninle bir kahve icebilirim lütfen bana ulaş! Allah'ım cok pis aşık oldum, evet budur hayalimde büyütüp, yaşattıgım erkegin ete kemige bürünmüş hali budur; pis, kirli, hayt hayt bagıran, kesinlikle keskin kara gözleri filan derken.. budur!! -göbek olabilir, o kadar kasa gerek yokh! :) -
*Fatih'in Bizans kralı ile, kapı önünde laflamaları da ayrıca pek bir şekerdi ya, cok saglam koydu lafı cettim..
Kral : biz sizi sarayda agırlamak isterdik lakin cok kalabalık gelmişsiniz.
FSM : biz, sizi o sarayda agırlamaya geldik... -helal olsun derim!!

FSM'ye baktıkca, bir insanın nasıl olurda henuz 21 yaşındayken; oturdugu kocaman koltugu başına büyük gelmesi gereken kavugu; öylesine başarılı bir şekilde doldurdugunu görmek beni cok utandırdı acıkcası; o bizim surlarımızı yıkmak icin fizik, konuştuklarımızı anlamak icin latince, bizi anlamak icinde dinimizi ögrendi.. bu nasıl mümkün olabilir? 21 yaşında bir genç böylesine kısacık bir hayata bütün bunları nasıl sıgdırabilir? Nasıl bir babadan olma, nasıl mübarek bir anneden dogmalıdır ki, bu mümkün olabilsin..
Peygamberimizin bir hadisinin hürmetine, 21 yaşında yıkılamaz denen surları yıkmak, aşılamaz denen kapıları aşmak.. Rabbim herkese böyle bir iman nasip eylesin diye dua etmek geciyor icimden..


Filmin üzerinde daha fazla konusup izlemek isteyip seans bulamadıkları icin izleyemeyenleri daha fazla sıkmamak gerekli diye düşünüyorum : ) sonunu söylersem bozulmasınız herhalde? : )
Ve sanıyorum, şöyle bir bitiş yerinde olurdu;
...Gemilerin karada da yüzebileceğini sezmek, Mehmetlerden birini Fatih yapar!


Sevgilerle,
hLy's