Pazar, Eylül 26


Dun sabaha kadar Aşik veysel, Aristo, Mevlana, FSM, Adolf Hitler, Eros ve ben oturduk muhabet ettik.. :) konu cok, tipler alemdi! Ee, mevzu dondu dolasti aska geldi; kafandan cikan sesin bini bin para.. Anlasamadik, Eros'a yuklendik yazik, onun ne sucu var? Mevlana'yi dinledik ilahi asktan bahsetti.Icimiz mest oldu.. Onun asik ile masuk'unu dinlemek ayri zevk eyledi gonlumuze.. Asik veysel'den duyduk aski.. Onuda sevdik, aristo sacmaladi ask dedigin, kisinin birine duydugu buyuk nefrettir diye.. Fsm'e daldim hayran hayran.. Ne yalan soylim, asik olucaksa bi disi ona olmali.. Adolf'a baktim, aristo'yu gordum.. Kesin, bir yahudi kizi sevdi hepimizden gizledi..

Sonra sustu hepsi, ben konustum.. Ask dedim, sustum.. Ask, dedim' yine sustum.. Sahi neydi insanin kalbini de aklini da alip, bir zaman islevsiz birakan bu, 3 harfli mevzu? Sanirim, buldum da.. Asik olunca, bir kula yaradandan oturu sevmeli mevlana gibi; fetih icin gerekirse karadan gemiler yurutmeli; asik veysel gibi uzun ince yollar gitmeli belli ki.. Kiskanclik dedigin, nefret ettirmeli ondan aristo'nun dedigi gibi sonra herkezden gizlemeli.. Katletmeli aski..

Ustune, 2 damla goz yasi orasi Allah'in emri.. Durmali ama dusunmemeli.. Derin bi nefes alip, yasamaya devam etmeli elbet, yasadigim sehir istanbul gibi.. :) Eros'un bir sucu yok, aptallik sende olmadik zamanda olmadik yerde ne demeye durursun, okun onunde? Her merak iyi degildir bunyeye, vazgecmeli bir an once.. Yoksa, baktiginda aynaya; yillarca kemirir karsindaki gozleri kadar kararmis yuregi olan yabancinin kimligi, icini.. Bu ben miyim? dersin, hep bir merakla..

Ne gerek var, Erosu'un bedduasina?! Hitler'in nefretiyle yogrulup; kendini kaybetmeye?
Hi?!..

Perşembe, Eylül 23

Romeo & Juliet


Bana Romeo’mu ver sonra öldüğünde;
al da küçük yıldızlara böl onu..
Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
Bütün dünya gönül verip geceye..
Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe..

Romeo&Juliet..

Pazartesi, Eylül 20

Son*dan* Bahar..


Sonbaharı en güzel şehir bana göre Londra'dır..
Green park'ın ordan yürümeye başlayıp, elinde kahve ile eve kadar gidebilirdim..
Onun yerine ofisteyim, ac gözlülük etmeyelim yeni döndüm daha..
Sabah gözlerimi actıgımda düşündüm, keşke orda olsa mıydım diye?!
Olsa mıydım?
Dogrudur, bir gecede karar verdim master yapmamaya..
Ertesi gün bütün gemileri yaktım..
Neyi neye tercih ettim bunu anlamam 8-9 ayıma degdi..

Sonbaharı en güzel şehirlerden biridir, İstanbul..
Bir anda sogmaz..
Yavaş yavaş.. Ilık ılık düşer, metrenin derecesi..
Park yok gerci ama türk kahvesi var.. o da olur..
Babam var..
Annecikte var..

Aklımda var 1-2 şey cıkamıyorum icinden; sonbahar hikaye.. yazmam lazım diye aldım elime sazı..

*Mesafe mi? Ara mı?
*Aşk mı? Sevgi mi?
*Sen mi O mu? yoksa, sadece biz mi?
*Evlenmesek cidden olmuyor mu?
*Pişmanlık mı? Deneyim mi?
*Adam mı? Erkek mi?
*Kadın mı? Kadıncık mı?

Kafamı davul gibi etmek icin ne kadar gücüm varsa ugraşıyorum vesselam..
Bir dur Hülya.. Bir sakin ol!
Yaşa gitsin, neyin telaşı bu?!!
Diyorum da neye yarıyor..
Benim aglamam lazım.. Salye sümük tepine tepine zırlamam lazım da.. Kacırdım o treni.. Kactı gitti benden..
Umarım, tekrar aglayabilirim.. Birgün bile olsa..