Çarşamba, Aralık 19

bye 2012! :D

Hly’s newyear..





Ocak 2012 ile Aralık 2012 arası nasıl gecti inanın hic bir fikrim yok..

Ciddiyim, ben ora bi yerlerde hafif kayıp, hafif böle bir dangalak oldum sonra koleksiyondu kıştı filan derken böle yine bir sürü montu, trikoyu, non-denimi görünce dibim düştü kendime geldi..
Aslında bakarsanız, ben bu sene nasıl gecti pek onuda anlamadım..

Yanı gözümü actıgımda Ocak başıydı, sonra bi ara ben bahar derken, hoppp ramazan ve kış yüklemesi ek sipariş, yeni sistem PLM derken.. Kasım olmuş haberim olmadı.
Sancılı, yorucu, keyifli, komik, eglenceli, stresli bir sene gecirdim hafif..
Yılın en buyuk olayı sanırım, benden kucuk sıpayı bır melekte evlendırmek oldu, onun bır kucugu ınanılmaz ama unıversıteyı yazandı, ben terfi aldım bole bır sürü zaten kalabalık olan başıma eklendi yuzlerce şey ama cok keyif aldım hepsinden..
Bol bol calıstım sanırım bu sene gecen 4 seneden farksız hıc bırsey yapmadım..

Beni, ben oldugum icin seven insanlar oldugunu ögrendim..
Senenin sonuna dogru hormonlarıma birseyler oldu, sivilce bile yaptım!

Yeni başlangıclar ekledim hayatıma, derin temiz taze nefesler verip aldım hatta bazen cok derin cok keyifli nefesler aldım, nefessiz kaldım..

Güzel insanlar tanıdım, bir sürü cin’li, BD’li Hint’li, Tunus’lu arkadaşlarım oldu cok eglendim..
Derinden abla oldugumu 2 erkegin annesi oldugumu hissettim annelik bana bir yerden sonra öyle cok uzak degilmişim gibi geldi..

Ögrendim ki, ben 2 olamazmışım.. tek’mişim ben! Ben’mişim..
Dünya daha bir kücüldü bu sene, bir sürü yeni yer gördüm; Kore’ye gittim, Tokyo’yu gördüm kücük insanların dev binaları arasında gezindim, nezaket ögrendim.

Beklemenin, bünyeme ters oldugumu anladım bekleyemecegime söz verdim sizede tavsiye ederim halen güzel iki eliniz, koşabilen iki bacagınız, görebilen renkli gözleriniz, güzel dudaklarınız varsa; dokunun, koşun, görün, konuşun o an yapın bunu sonra migdenizde bir sürü kramp oluyor biliyor muydunuz?

Dünya bile bu sene bir sürü şey gördü, Zenci başkan görevde kaldı, Alman kadın Avrupa’ya hükmetti, İngiltere’de ögrenciler ayaklandı, ortadogu daha bir karıştı Mısır’da secim oldu tutmadı, Esat cozuttu Tayyip agam kızdı, CHP’de meger ne seks düşkünü varmış millet ögrendi..
Polita hic durmadı sanki..
Bütün devletler gergindi..
Partnerler değişti, dünyanın şekli kücüldü daha sıkışık oldu sanki..
Türkiye’de zor bir sene gecirdi..
Bir sürü yeni ögretmen atanamadı, bir sürü genc evladımızı topraga verdik( bu konu hakkında aslında bir gün kalbim el verirse uzun uzun yazmak istiyorum lakin ayarıma birşey olur diye korkuyorum)
Bir sürü Paşa’yı alıp götürdüler, hapse attılar..
Enver dede ortada kaldı..
Türkiye bozulmuş bagırsaklarını temizledi dedi kimi, kimi böle iş mi olur baba dedi durdu..
Kamer Genc’ten hic ses alamadık, ne oldu ona?
Tayyip amcam, 2071 hedefi koydu anlattı dinleyen oldu, dinlemeyen oldu..
Hükümet bile bu sene hep bir keyifsizdi.

Benim silivcem niye gecmiyor ya??
Onun dışında, ne güzel şarkılar dinledim var ya ben bu sene Adele diye bir abla iyi ki var, Maroon5 vardı bütün sene baştan sardım herhalde..
Türkiye Neşat Ertaş’ı kaybetti.. üzüldük!
Moda bu sene asker oldu, Khaki girdi hayatımıza, kumaşları karıştırdık bu sene deriyi trikoyla, dokumayı örmeyle sevdik.
Kızlar artık sarısın olmaktan vazgecti (cok şükür ki)
Benim kaşlar oldu bessame!
Zanotti’nin kış koleksiyonu beni benden aldı, cok cok uzaklara götürdü!
Mcqueen, Prada ve Marc jabocs, Balenciaga bana göre sınıf atlamıştır..
Gucci’nin sanırım en vasat koleksiyonunu izledik!

Onun dışında, Aziz abi cıktı hapisten..
Alex artık yok..
Kocaman bir lekesi var Fener’in bana göre..
Gördügüm en salak best model of Turkey’i izledim.. Allah’ım neydi öyle memesiz ablaların meme yarışı.
Ivana Sert türkcesini genişletti..
Dizilere bu sene, Sherlock ve Shamless katıldı iyide oldu buram buram İngiliz koktu heryer..

Gülmekten altıma ettigim bir sürü yorucu ama keyifli şey yaptım ben bu sene..
Derbi macları izledim, salak kızlara cok güldüm, salak erkeklere daha fazla güldüm..
Su tüketimim hakkında düşünmeye karar verdim yoksa bir gün arabada bana oturacak yer kalmayacak..
İnsanlar ne tuhafmış onu ögrendim..
Hatta, insan olmayan bile ne tuhafmış onu ögrendim..

Dogdugun ana, eger ki iyiyse kadın ve erkek fark etmez senden bir ‘insan’ bir ‘evlat’ bir ‘kadın’ bir ‘erkek’ yetiştirebiliyorken eger anada 5 para etmiyorsa; sen 3 kuruşluk degilsin onu fark ettim..

Bir insanın, sevildiginde gercekten hissettigi gibi sevilmedigini gercek olmadıgını hissettigini de ögrendim; bu ugurda affedersin ama götünü kaldırıp tek bir adım bile atmadıgını Allah’ın sana bu müsadeyi etmedigini ögrendim..
Rab’in, aldıklarına karşılık verdiklerinin daha güzel oldugunu, daha eşsiz oldugunu gördüm bizzat şükürler ettim sevdim, sevindim cok sevindim..

Geçmişinde sana dokunan ne varsa, aslında geleceginde olması gerektigini anladım..
Gecmişinde sana dokunmayan ne varsa, ‘tecrube ettim’ ve şimdi istemiyorum demeyi bunu anlamayı ögrendim..
Cok agladıgım bir sene gecirdim..
Babamın dizlerinin üzerinde, icimi ceke ceke agladıgım saatlerden sonra ona bakarken; nedensiz aglamadıgımı anladım biri sizi sevecekse, böyle sevsin dedim icimden..
Hedeflerim oldu kocaman..
Standart’larım oldu ‘bu kadar..’ : )

Israr etmekle ilgili hala bir yerlerde kayıp veriyorum; bazen düşünüyorum ya Rabb’im bana sorarsa neden ısrar etmedin, ugraşmadın, neden caba vermedin diye bazen de diyorum ki; olması gereken zaten sen engel olmak istesen de oluyor o sebeble ne bu ısrar diye..
Umarım sene cözerim bu kaybımı..

Hayır’dan cok Evet demeyi sevmek istedigim bir sene gecirmeyi diliyorum acıkcası..
Daha az gergin oldugum, daha cok sinemaya gittigim daha cok temiz havada yürüdügüm, yarım bıraktıgım anahtarlık, film ve kartpostal icin daha cok caba sarfettigim bir sene gecirmek istiyorum..
Hala olmak istiyorum bu sene..
Hatta, sebebli sebepsiz yere birine yemek yapmak, bir konuda uzun uzun tartışmak, keyifle konuşmak, ciddiye alıp dinlemek istiyorum bu sene..
2013, eger ki Maya’lar haksızsa, güzel gecsin istiyorum..
Umre’ye gitmek istiyorum..
Yarım bıraktıgım dualarım var benim, onları tamamlamak istiyorum..
Eger sizinde icinde böyle karman corman bir 2012 olduysa, 2013 icin güzel şeyler dileyin baktıgınız olmuyor 2014 yılı geldiginde agzını burnunu kırarız, 2013’ün ama şimdilik, güzel şeyler isteyin emi??
Bol balonlu, bol sevimli, bir sene gecerin oldu mu?

Sevgiler,
hly’s.

Salı, Nisan 24

pişt!






Hayatta hep, kücük seylerı sevdim sanırım ben..
Kücük catı katı evler..
Tek kısılık yatak.. -gercı yasım ılerledıkce, alı samı'yen gıbı bır yatak aramıyor degıl ınsan-
Buyuk bır porsıyon yemegı bıle bıteremem ben tek basıma o yuzden kı hep baskalarından az az otlanmayı severım : )
Kücük bir aile..


Hatta olucaksa, hıc buyumeyen hep 50cm kalıcak olan bebeklerım fılan..
Yasım buyudukce, ben ıyıce kuculur durumda hıssedıyorum bazen kendımı lakin hayatım buyuyor o korkunc ıste.. Eskıden olsa, bir kutu fantayla bıle acayıp sevındırık olabılıyordum -aslında sımdı tek bır mercı cıkolata ıcın bıle olebılırım ama- 'dıyet replıklerı-
Olaylar kocaman buyuyor o korkunc..
Kontrol manyagı oldugum gercegını kabul edelı edey bır zaman oluyor, oyle kı temmuz ayında yuklenmesı planlanan urunler ıcın bıle uretıcılerı gecenın 1'ınde arayıp kumasları ın house ettınız mı dıye sorabılecek kadar abartabılıyorum bazen..
Gecen gun 13 yasından berı yazdıgım gunlerın hepsını doktum ortaya butun satırlarını tek tek okudum, onları yazan kızı hıc tanımıyor olmam da ayrıca tuhaf geldı bana.. Cıddıyım..
Baya 13 yasımdan 26 yasına kadar tuttugum gunluklerde kı kızı aslında hıc tanımıyormusum ben..
Aslında mevzu su;
13 yasımdan-16 yasıma kadar ortalama butun gunluklerımde; dua kıtaplarına sıgmayacak kadar cok dua etmısım acayıp hemde..
16 yasımdan- 21'e kadar olanlarda ıse, kafayı resmen kılo'ya takmısım hatta bır yerde yakalanmısım..
Mezun olup, ıse basladıgımdan bu yana yazdıgım butun gunluklerde, hayatım kocaman olmaya baslamıs ama ben daha bır kucuk seyler ıstemısım..
Ozetle;
Hırsı kocaman olan kızın, ıc dunyası kuculmus hatta kucucuk kalmıs..
Komık, gurultucu, tuhaf bırı olmusum acıkcası..
Azdan bıraz sınırlı, fazla aglak ve kırılgan da hayret bunu hıc olmam sanıyordum : ) Luffen, demıyorum cok fazla..
Azdan bıraz fazlada sukur edıyorum..
Bır suru sey ozluyorum..
Gercekten cok ozluyorum..


sevgıler,
hLy's.

Çarşamba, Şubat 22

etme..

''Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme..''

duydum ki, kacıyorsun.. etme!

Pazar, Şubat 19

since1453..



İnanılmaz yorucu, kocaman bir haftanın son günü, beynim saat 7:00 kalk ve işe git derken ruhum; yataktan kopamadıgı icin; Cuma'dan başlayıp rüya gibi 3 gün gecirdim..
Nasıl iyi geldi, nasıl iyi geldi :) oh oh düşünsenize birde bunun 1 haftalık hallerini yaşasam.. o-la la!!!

Neyse efenim gelelim asıl konuya hic vakit kaybetmeden;
17 milyon tl harcandı, gelmiş gecmiş en iyi türk filmi, bizzat şahit oldugum hiç bir yerde seans kalmadı olayı da cabası da derken, Fetih 1453 filmine kemikleşmiş kadrom olan; anne baba ve güccük sıpa 4'lüsü olarak Pazar günü gidebildik..

Film hakkında hic vakit kaybetmeden, öz eleştiri olarak başlamak isterim;

* Bir kere oyunculuk berbattı, hayır tamam burnu benzesin, aman jön kart olmasın diye diye buldugunuz Fatih bu mudur; yani cok kötü degildi belki ama yinede bilmem böyle ben hiddetlenince, karşımda devleşen bir sultan gör-e-medim, gerci Allah var; hayranı oldugum Akşemsettin icin bulunan oyuncuya nazaran kesinlikle iyiydi o nasıl bir Akşemsettin'dir ya o kadar para harcadın da; dogru dürüst bir cast ajansı mı bulamadın mı diye sorarlar adama sayın Aksoy?
*Fatih'in bana göre, bir deha oldugunun kanıtı olan gemileri karadan yürütme olayı; sanki normal her sahil güvenlikte olan bir olaymış gibi basitce ve hızlıca anlatılmış, isterdim ki; daha bir özenle anlatılsın bizde 'way anasına ceddim benim diye gururlanalım..'
*Fatih abim, bir senorya yazmadıgına göre; cag atıp kapatan bu olayı; sanki evetttttt papa şimdi;

'.. bu topraklarda, katonik külahı görmektense; müslüman sarıgı görmeyi tercih ederim' hadi bi söyle de şeklinde, dan dan yapmak yerine; azıcık örseydin be hikayeyi bro olmaz mıydı? anlatabildim mi ne dedigimi merak icindeyim şuan?
*Hasan'ın bir kere, öyle bir ilişkisi hic olmadı, Allah icin tarih filmi yapıyorsunuz, belgesel niteligi taşıyor bu yapıt tamam halk sevsin diye de; 'sex sell' olayını katmasaydınız ne olurdu sankim??
*Mollo'lar konusunda, sanki hic yoklarmış gibi davranmaları da kötüydü; o adamlardır ki bana göre bir deha'yı; nadasta olgunlaştıran -azıcık, özen istedik!-
*Ayrıca, filmde kullanılan kıyafetleri de ben hic begenmedim yahu; vericen aslında züper süleyman'ın kıyafetlerini yapan ekibe en azından gözümüz; moda görürdü! : ) -kıllısını arayan insan modeli-

*Son olarak, fetihten sonra Ayasofya'ya giren Fatih Han'ın kucagına aldıgı kızı görünce; aklıma direk Bill Clinton abimizin burnuna dokunan velet geldi :) sanıyorum ki, saglım bir kopya olmuş -dudak kenarlarım, gülümsedi cünkü-

Aman cok biliyorsun sende diye daha cok 'cıx cıx''ladan hemencecik;birde oturup güzel tafarlarını göklere cıkartmak isterim kendimce;
*Öncelikle, evet milletce böyle bir filme ihtiyacımız vardı kabul nedir o sacma salak, Muhteşem yüzyıl gibi diziler filan, gercekten yapmayın etmeyin; bu adamlar birer halifeydi elinizi vicdanınıza koyun Allahsen ya hazinenin agzına kadar dolu oldugu, refah seviyesinin en yüksek oldugu, siyasi olarak bir fermanla 50 yıl Fransa'da dansın yasak edildigi bir dönemden bahsederken tarih; siz nasıl olurda Kanuni gibi; bir hükümdarı bütün gün sarayda Hürrem'in üzerinden inmeyen bir adam halinde yazar ve oynatırsınız.. el-insaf!! P.S. : bu konuda cok doluyum; zira 'ayy ben Süleyman'a sinir oluyorum..' diyen dizi fanatiklerden birinin agzını yüzünü kıracagım böyle giderse..
*Tarihimizle ilgili, böyle bir olayı arkama yaslanıp; iyi yada kötü olarak yoruma acık bile olsa izlemek gercekten cok gurur vericiydi :)
*Sevgili İbrahim Celikol; ben hLy's 25 yaşındayım, cok meşgul olmama ragmen seninle bir kahve icebilirim lütfen bana ulaş! Allah'ım cok pis aşık oldum, evet budur hayalimde büyütüp, yaşattıgım erkegin ete kemige bürünmüş hali budur; pis, kirli, hayt hayt bagıran, kesinlikle keskin kara gözleri filan derken.. budur!! -göbek olabilir, o kadar kasa gerek yokh! :) -
*Fatih'in Bizans kralı ile, kapı önünde laflamaları da ayrıca pek bir şekerdi ya, cok saglam koydu lafı cettim..
Kral : biz sizi sarayda agırlamak isterdik lakin cok kalabalık gelmişsiniz.
FSM : biz, sizi o sarayda agırlamaya geldik... -helal olsun derim!!

FSM'ye baktıkca, bir insanın nasıl olurda henuz 21 yaşındayken; oturdugu kocaman koltugu başına büyük gelmesi gereken kavugu; öylesine başarılı bir şekilde doldurdugunu görmek beni cok utandırdı acıkcası; o bizim surlarımızı yıkmak icin fizik, konuştuklarımızı anlamak icin latince, bizi anlamak icinde dinimizi ögrendi.. bu nasıl mümkün olabilir? 21 yaşında bir genç böylesine kısacık bir hayata bütün bunları nasıl sıgdırabilir? Nasıl bir babadan olma, nasıl mübarek bir anneden dogmalıdır ki, bu mümkün olabilsin..
Peygamberimizin bir hadisinin hürmetine, 21 yaşında yıkılamaz denen surları yıkmak, aşılamaz denen kapıları aşmak.. Rabbim herkese böyle bir iman nasip eylesin diye dua etmek geciyor icimden..


Filmin üzerinde daha fazla konusup izlemek isteyip seans bulamadıkları icin izleyemeyenleri daha fazla sıkmamak gerekli diye düşünüyorum : ) sonunu söylersem bozulmasınız herhalde? : )
Ve sanıyorum, şöyle bir bitiş yerinde olurdu;
...Gemilerin karada da yüzebileceğini sezmek, Mehmetlerden birini Fatih yapar!


Sevgilerle,
hLy's