Pazartesi, Eylül 12

Hayat sadece bir nefes..

Herşeyin normalden birazcık daha anormal oldugu bir hafta sonu gecirdim..
İlk defa yaşlandıgımı -bu kadar yüzüme vurularak- hissettim..
Masum olmadıgımızı, en azından artık olamıyacagımızı da ilk defa hissettim, hepsi icin ayrı ayrı uzun uzun düşündüm aslında.. Dogru olmasa hissetmezdim belki de, yaşlanmaktan hic korkmadım, hatta yarısı beyazlar icinde yüzen saclarımı bile, sadece istiyor diye zorla boyatıyorum, Allah bilyor ya lakin, masumiyet işte o icimi acıttı..
Sahiden acıttı..
Kime göre bu masumiyet?
Benim bildigim yada hissettigim masumiyet insanın sadece gözlerinde olur, öyle vakti zamanı gelince elinden alınan birsey mi ki bu? Sanırım yanılıyorum, vakti zamanı gelince genclik gibi bu da elinden alınıyormuş..
17 yaşında degilim..
Kafamın bir yerinde kavak yelleri de esmiyor artık..
Aslında, oturup yazmayı cok cok özlememe ramen, yazamıyorum bile..
Cogu şeyi yaparken, yaşarken ' dogru mu? 'vakti mi?' diye düşünmekten ne yaşadıgımı, nasıl yaşadıgımı anlamıyor hale bile geldim sayılır..
Herşeyin normalden birazcık daha tuhaf olarak gecirilen hafta sonunda, 'en tuhaf an'ı ise, uzun zamandır hissettigim ama bir türlü kafamda 'ya acep ben seni nereye koysam' diye bilemedigim bir an oldu hali hazırda, gecmişe yazdım bile..
Allah bagışlarsa, 2 tane aslan oldu hep yanımda.. biri daha tay aslan ama aslan; bir tanesi hep benimdi.. Cocukluk arkadaşım o benim cünkü..
En son kaza yaptıgımda, 20'li yaşlarda filandım sanıyorum, araba ile takla atmıştım cok korktum ama hic ölücegimden degil, salt bir bicimde canımın acıma korkusuydu..
Dün yine aynı yolda, aynı yerden az ilerde 3 kardeş gecenin bir yarısı, kocamannn, direksiyonda yarı uykulu bir tırın altında kalıyorduk 3müzde..
İlk aklıma;
Arka araba bulunan, kücügüm geldi henüz 18'ine girmesine 1 hafta olan dogdugunda kucagıma verilen minik elli kepce kulaklı kücük oglum geldi.. ya ona birsey olsaydı henüz 17 yasında, daha yapması gereken milyonlarca hatası var onun, cekmesi gereken kalp agrıları var..
Sonra yanımda ki geldi..
Oyun arkadaşım olan..
Birlikte 3 sene ana baba olmadan gecirdigim sancılı 3 yılın, yandaşı..
Öyle korkmuştu ki..
Sonra evdekiler geldi aklıma.. Babam.. Annem..
Hızla frene asılmamızdan mıdır bilmiyorum ama kalbim cok sızladı, böyle hanı gondola binersiniz de yukardan aşagıya sizi bıraktıklarında kalbiniz ezilir öyle hissettim..
5 sene önce, ben onların cocuklarıydım belki ama şimdi onlar benım cocuklarım..
Haberim olmadan, yanında biri olmadan 2side şurdan şuraya gideme-z-ler gidemezler cünkü korkuyorum, son 5-10 aydır onları her gördügümde sanki son kez görüyormuşum gibi sarılmalarım, öpücüklere bogup nefessiz bırakmalarım salakca geliyormuş onlara lakin öyle hissediyorum.. o kocaman, elma yanaklı olmadan rahat hissedemem ben aslında hic birsey hissetemem ya neyse..
Kücücük bir 'an' da bir sürü sorunun cevabını buldu hem zihnim hem kalbim..
Herkesin, kendine ait yaşaması gereken nefesi var.. Hakkı olan kadar, ona verilmiş olan kadar dokunmamak lazım kimyalarına, düzenlerine vazgecmek lazım bir yerde belki de..
Sessiz olurum, görmez, bilmez, anlamaz..
Lakin, dedigim gibi dokunmamak lazım insanların kimyasına, ellemek lazım hakkı olan nefeslerini kendi bildikler istedikleri şekilde yaşamak istemelerini anlamak lazım gele bazen, taşımak yerine, bırakıp hangi yöne isterlerse yürüdüklerini görmek, arkada kalanlara yeterLidir..

sevgiLer,
hLy