Çarşamba, Nisan 7

iLk ceyrek, özetLendirmesi..






Uzun uzuncaaa bir aradan sonra, baktım ki cok pis boşlamışım ben bu blog işini..
Hazır altın varaklı ofisimde, 4 dk bir nefes zamanım var; oturayım karalayım dedim..
Malumunuz, 2010’unda, ekonomistlerin dedigi gibi; ilk ceyregine gelmiş bulunmaktayız benim lugatıma görede suyu cıktı cıkıyor..
Bir, ilk ceyrek degerlendirmesi yapmak isterim nacizhane..


Bakalım;

Ocak

Haydinnnnn yeni yıl yeni yıll derken herkez, eller havaya agızlara ‘neydi o’ hani cem yılmaz’da bilmez adını onu ‘puf’ yaparkene, bendeniz Kahire’de hotel odasına elma kemirmekle meşguldum..
Mısır icinde yeri gelmişken 1 2 kelime etmek isterim;

- Gittiginize degmez, 1001 gece masalları cidden masalmış!
- 40 yaş üsttü insanlarla tatil yapılmaz! (anne-baba hariç)
- Dünyanın en lezzetli humuslarını, ‘Lüblan’lılar yapar.
Ordan oraya savrulan bedenim, 19-21 Ocak arası birde Berlin gördü ki, görmez olaydı! Londra’da yaşadık diye yagmur camur dinlemezzükk derdim ki, Berlin’de – 13 görünce, kan dolaşımım adam oldu!
Berlin tuhaftı..
Hayır, şehir degil..
Fuar..
Ayarlasak başımıza gelmez dedigimiz şeyler, burnumuzun dip kısımlarına girdi, pardon pardon! Üst stand’ına girdi..
Gerçekten, anlaşabilecegimi hissettip icimin rahatlamasın da aynı tarihe denk gelir.. Hatırlatmak isterim..
Bakalım başka neler oldu?
Ocak ayında, zaten gecen seneye nazaran yüzde 39,2 artış gösteren özel taşıtlara inat arabam garajda uyudu!
Zaten, o karda ben ancak.. Kaya kaya yol alırdım..
Ekonomistler, ocak ayı için iyimser konuştu fakat cari acık beklenen fazla cıktı –ayrı-
Ögrenciligini terk edemeyen ben Ocak ayını, ya okuyarak yada Line’da olarak gecirdim!
Milan Kundera’nın Var Olmanın Dayanılmaz Hafifligini, Ayşe Kulin’in Türkan’ını, Murathan Mungan’dan Kadından Kentler’ini ve Serdar Özkan’ın Kayıp Gül’ünü deviriverdim, haberim olmadı..
Aa, evet ya!! Kuzeni e-verdik! Fotograf cektim paramı vermedi adi!


Şubat

14 Şubat olayına hic girmeden konuşmak isterim..
Ayın 13’unu kutladım ben.. Arka pencerem de..
Sade ve Sadece..
Ama Şubat ic gıcıklayacı bir bicimde, kötüydü..
Tek sevindirik oldugumuz olay, aileye bir kız daha istedik.
Şubat, ders aldıgımız herşeyi yeniden ögrendigimiz bir ay oldu bizim icin.. Benim icin, babam icin..
Herkez siz degil.. En azından artık herkez temiz degil..
Ve;
Kimse icin ‘abii, cok kral ya!!’ ‘acayip iyi dememek lazım’ acı acı ögrendik!
Kayıplarımız icin de, zarardan yırttık dedik!
Ama yinede kasvetliydi.. Babacıgım, cok dalgındı.. Ve sanırım ben o zaman anladım ki, onun sadece 3 tane evladı yok..
Kıskandım mı? Cook.. Hep bana ait oldugunu sandıgım adamın düşünmesi gereken sürüyle, evladı o evlatların aileleri var.. Allah, böyle düşünen bütün babalardan razı olsun..
Buna ek olarak, İspanyolca ögrenesim geldi.. Derslere başladık! Ola!

Mart

Mart şirin aydır..
Severim efem şahsen, gerizekalı M.T’im bitmiş, sadece sevdigim işi yapmanın zamanı gelmişti..
Okulu bitirip, calışan olarak belki de en kötü kariyer planlamasına sahip kişi ve kuruluş ilan ediyorum kendimi!!
Gazete gazete iş arasaydım, inanıyorum ki cok daha cabuk başlardım..
Neyse, devran döner.. Sap samanla bir olmaz..
Hırslı cekilmez mi oldum bilmiyorum ama şunu cok iyi biliyorum; annem bana kücükken biri hakkında kötü birşey düşünmeye başladıgım zaman; bu senin kalbini kara ederey kızım demişti; o yüzden konuşmadan önce; ‘kalbini kara yapma hülya diye kendime kızar.. elimden geldigi kadar susmaya calışırdım!
Bu ayda, Hülya’ya bunu cok kez söyledim..
Neyse,
Mart’ta, Umre’lere yolcular gönderdim.. Bir havaalanı bir insana, nasıl 10m2’lik gelir şahsen ögrendim..
Rabbim banada nasip etsin istiyorum..
Benide davet etsin oralara..
Leylek sürülerini havada gören bünyem; Milona, Barcelona derken alışveriş yapmaktan da nefret ede-bil-ecek raddeye geldi son anda, ayakkabıları gördüm gecti!

Nisan

Nisan 1 şakam olmadı..
Tugce bir dener gibi oldu ama yemezler..
Bir Çin ve Bang. Yolculugum var.. Hayırlara vesile..
Birde, yanımda olan sevdiklerimi özlüyorum yanımda oldukları halde..
Düşün, olmayanlar ne alemde bende..

Sevgillerle..
hLy'..