Salı, Eylül 20

69 gün..

Dün nasıl olduysa, erken(!) denilebilecek bir saatte ofisten kacabildim..
Saat 8:00'de olan pilates sürecinden önce, 20 dk bile bir yerde durup öylece bakabildim..
Türk kahvesiyle olan aşkım sanıyorum ki, lise dönemimden bir tık sonrakı yıla denk geliyor üniversite zamanı olsa gerek, bol köpüklü, orta şekerli hele birde yanına yumuşacık Türk lokumu olursa, bu kızın anında sevindirik olabilmesi cok zaman almaz, o kadar ki sabahları beni merdivenlerde pörtlemiş halde gören Hediye 2 dk icinde, hangi delikte olursam olayım elinde Türk kahvesiyle;
- Hülya hanım, kahveniz.. demeye coktan alışmış görünüyor..
Özellikle, cuma günü işe gitmekte zorlanan ayaklarıma yandaş bünyemi sakınleştirmek icin;
-hişttt, yarım saat sonra şöyle güzel bir kahve icersin gecer diye kandırdıgım bile cok oluyor.

Yeşilköy'ü oldum olası sevemedim ben, lise zamanlarında arada cok cok nadir gitmişligim vardı aman Yarrab ne populerdi o Cagrı kafeler filan sokakların da bile, pilates yaptıgım yer dışında anında kaybolurum, cok azıcık bildigim yerlerinide şuan uzaklarda olan zat-ı muhterem bana zorla ögretti, kaybolup panikleme deli kız diye..
Neysem, dersin başlamasına 20 dk kala, Yeşilköy'ün göbüşünde ki Mado'ya kuruldum, en sevdigim mevsimdir Eylül benim; hatta şimdi birazcık daha soguk olacak, Ekim, Kasım derken yaz cocugum ama ayaklarımın, burnumun üşümesini seviyorum sanırım ben, böyle gireceksin sıcacık battaniye icine, önünde züper ötesi bir komedi izlenesi yada yenip yutulan bir kitap olucak şöyle kelli felli en kalınından, oldu da bitti maşallah.. ayılar gibi kış uykusuna bile yatarım da 6 aydan önce uyanmam..
Belli ki, mevsimden olsa gerek tatlı tatlı da esiyordu rüzgar tam incecik bir hırka alıp oturacagın hava, dayanamadım söyledim bir Türk kahvesi.
Türk kahvesi bende rakı gibi bir etki yapıyor sanıyorum, böyle cins cins efkarlanmalar filan hemencecik bir duruluyorum sanki, sakinleşiyorum 2 dakika boş duramayan beyincigim bu sefer başlıyor felsefe yapmaya..
İnsangiller olarak ne garip varlıklarız biz böyle ya, şimdi düşünün bakın hak vericeksiniz bana..
Ortalama bir insan ömrü haydin diyelim 70 yıl!
Bu 70 yılın, zaten kafadan 17 senesini aklın başında olmadan yaşıyorsun, hayır öyle hızlı geciyor ki deyyuz sanırsın ki arkasından kovalayan var..
17'den sonra tam a-ha oldu olacak derken, 20'lerin başında 'başına ugrayan aklın' bu sefer de telaşa kapılmaya başlıyor; -lan ben önümüzdeki 40 sene boyunca nasıl bir hayat yaşıycam diye?!' bir sürü ara gazı var bu işin;

- İyi bir işin olmalı(!) ara gazı; -ee tabi insangiller olarak biz, seviyoruz öyle lüküs şeyleri binelim gidelim, gezelim, görelim Facebook'a koyalım, @ yazıp devamında ST. Tropez filan yazalım ee bu da baban Bill Gates degilse, ya bilegine bakıyor, ya şansına yada ahlaksızlıgına. Ardından başlıyor ummalı bir calışma, iyi bir iş bulucan hemencecik kimseler sana; gel, buyur agam paşam ayagı cekemez ki ama..

- iyi bir evlilik(!) ara gazı; efenim ara gazlardan biri olan bu unsar öyle geniş bir konu ki; sen, ben, Sıdıka teyze, Hamdi dayı, Zülfükar enişte filan bir araya gelip aylarca üzerinde tartışsak bir olurunu bulup 'a-handa oldu, diyemeyiz zira işin icinde iş var..
Bi kere, her b.ka maydonoz olan, 20sinden sonra başına ugrayan akıl var, mantık var.. -hayır ne demeye girdin ki sen buraya zira bu iş kalp işiydi hani?!!
*Yok efenim, senin ellerin kadar kalbin, ayran budalası haliyle nerdennnn bilecek aşkı da, sececek sana dogru eşi diye, orda öyle gulyabani gibi bekler duruyor..
Bir kere, huyu huyuna denk olucak; davul bile dengi dengine olucak, boyu boyuna posu posuna, egitimi egitime, titiri titirine derken bir bakmışsın sen, hayatına yandaş degil baya klonunu arıyorsun yapma etme paşam, hepsicigi sart mı bunların Allah icin?!
Sadece, aşık olsak da domates yetiştirsek olmuyor mu Bodrum taraflarında? Sen salatayı yap aslanlar gibi, o da tutsun kocaman leyregi denizden alsın gelsin iste yok annem bee nerdeeee..
Hayır, bu mesele, ciddi ciddi mesele ya! yarısını aklın basında olmadan yasadıgın hayatın belki de en 'fena' hatası bu 'yanlıs evlılıkler..'
Bence, evlilik olayı kökten manyaklık ciddiyim, bazen durup dusunuyorum hangi insan evladı, 'gercekten' sevemedıgı surece elin -adamıyla-kızıyla, gece yatagın yarısından fazlasını kaplayacak olan kısmında senınle uyusun?!!
Manyak mısın sen, halı saha gibi yatagın olucak ee, gel baba yarısında sen yat! Bak hala, buna kafa yoruyorsam benim evlilik olayını kafamda cozmem cıddı mesele, zaman ve felsefe gerektırır..
Ama, o birşeye yaramayan 'aşk' hayatına girdiyse eger, tek kişilik olsun ister sanırım yatagın.. tek kişi olsun ama yanında biri olsun..
Sabahları, zombi gibi olurum ben sırf konusmamak icin -konustugumda sinirli oldugumdan agzımdan kopukler cıkmasın- dıye dırek agzıma Nutella kasıgını sokarım, uyanıncaya kadar da oyle evın ıcınde gezerım -sankı dun geceden evde bır degısıklık var mı dıye suzmek amacım- ayrıca, küllüyen yalan o dizilerde oynayan hatunların durumu, hayır baya baya şike var, her cücük beyinli şimdi Catorline gibi hatun istiycek sabahın köründe yanında ama gel gör ki, hatunların hepsi sabahlar, Fatmagul'un yengesi tipinde ve modunda..
Eger ki; sen birinin seni bu halde görmesinden kork,muyorsan 'biraber hic durma, Bodrum'dan ev al, 2 donum bostan hemen yerles ve evlen..' derim ben..
Neyse, efenim bu konu cok su goturur diger ara gazı unsurlarına bakalım..

-Hayırlı evlatcılar yetiştirmelisin ara gazı; şimdi bu mesele icinde Sıdıka teyze, Zülfükar enişteyi yayına baglamakta fayda var, hayatta en sevdigim seydir belki de 'bebek..' ciddiyim, 50cmlık, sümügü akan, pis pasaklı, onu bunu deviren.. bayılırım -işin tuhaf tarafı eger cok istersem ondan da cocuk olabiliyorum hala- en azından, bunun masumiyetle ilgisi yok!!
Lakin, gel gor ki.. Benim cocugumun olma düşüncesi beni gerim gerim geriyor ya, elinkini sevmek kolay 2 3 aguucuk yap aglayınca;
-annesiii!!!!!!
Cocugunun olması demek, senin olmuş olman demek bence..
Öyle, karnın kocaman olucak canın mango cekicek kocaya işkence he he, o sultanlık anca 9 ay sürer ondan sonra, senınle omur boyu olucak 'başka bir insan' olucak demek hayatında.
Herşeyden önce o gelicek..
Altına yapıcak, bosver şimdi dip boyasını bebegin altı degısmesı gerekli durumudur bu..
Lakin ne yalan söylim, deli kızım, yarım akıllıyım belki ama icten ice, minicik bir el istiyorum hayatımda sanırım artık.. 'hist, dostlar aramızda!..'

Sayılacak yazılacak daha milyon tane ara gazı bulurdum ben size ama benim derdim başka..
Ömür dedigin sadece 70 senecik..
Zamanı ben hep,liseden sonrası icin hesaplıyorum hayatımda; ben, 2004 mezunuyum sene olmuş, 2011 Eylul! daha yeni Ocak'tı hani?!
Öyle hızlı ki herşey..
Öyle değişken, öyle günlük, öyle taze ki..
70 seneniz var, inanın 69 yaşında sadece 69 gün yaşamış gibi hissedeceksinizdir lakin istemeyin, 69 gün sonra, bir sandelyenin üzerinde;

-Keşke, o olsaydı be demeyi..
Sadece, 69 gününüz var..
Gaza gelmeyin, hele ki 'ara gazlara' asla gelmeyin.. : )
Cünkü işin daha tuhafı, bazen 69 gün bile olmayabiliyor..

SevgiLer,
hLy'..