Pazartesi, Kasım 29

Benim Nefesim..


Oturup düşündüm gecen gün; 'Bu kız ne zamanlar yaşıyor diye?'..
Vallahi ciddiyim, düşündüm..
Üniversite hayatımdan sonra, yaptıgım herşeyi tek tek not ettim toplamda 6 satırlık bir liste cıktı..
Nasıl iş ya?

-İşe başlamak..
-İşe alışmak..
-İşi ciddiye almak..
-İşi kafaya takmak..
-İş icin deliye dönmek..
-İş icin gelecek planları yapmak..

Resmen bu kadar..
Bütün hayatım, Yenibosna/İstanbul olmuş..
Tamam, cozutuk gibi bir seyahat takvimin olabilir; fakat hic biri '1 dklık nefes icin' bile bana ait degil..
Pazartesi, Salı, Carşamba, Perşembe, Cuma günleri 6:45'te uyanıyorum gözümü acmadan merdivenleri tırmanıp agzıma nutella, simit, cola tıkıştırıyorum.. (Adı bunun kahvaltı..)
Bir keresinde, krem peyniri yüzünden aglamıştım o zamandan beri; krem peynir yemiyorum.. Nutella, simit varsa kocaman bir browni!
Sonra, kocaman bir bardak zif gibi kayfe..
Odaya sürünüyorum..
Ve, liseyi en cok özledigim an başlıyor..
'Lan, ben bugün ne giyicem?!!!!!'
İş yerlerine kıyafet formatı getirirsin istiyorum, devlet regli olucak kadınları hesaplamasın kardeşim düzgün bir üniforma geliştirsin!
Topuklu giysem aksam 7'ye kadar, anam inim inim aglıyor babet giysem stajer gibi davranılma riski var..
Ne iki ucu, b.kumsu deynektir..
Neyse, duşu al sacları kurut diye tehditleri bir yandan evin icinde ayakkabıyla gezme nidaları derken; evden kacıp nasıl 7dk'da gidilcek bir yol, 35dk'da gidilir hergün bizzat ögreniyorum..
Arabama diyorum ki, 'cakar' mı alsam?
Ciddiye alınır mıyım?!!
Resmi aracım lan ben, ne var tosbadan resmi arac olmuyor mu? Rahmetli Ecevit'te Anadol kullanıyordu filan..
İşe ayık basıp, dolmuş mail kutumu okumak arasında tek keyif..
Türk kahvesi ve arka oda..
1. nefes aldıgım an..
10dk..
Durdugum duruldugum an..
Sonra, kafamı kaldırmam saat 12:30'a denk geliyor..
Şanslıysam, ögle yemegi süprizim oldugunda 'derin derin' nefes alıyorum..
Yoksa, nefes almıyorum aclıgımı bastırıyorum..
Sonra, yine kafamı tavuskuşu gibi gömüp cıkarttıgım an..
Akşam, 6:30.. o da iyi ihtimalle..
Agırdan boşalmış angus gibi eve gidip üstünü değiştirme, saat 7'de spor yapmaya gitmek icin sadece 10dkım var..
1 saat karın, bacak, kol, sırt bölgemi acıttıktan sonra -ki bu sırada kafamda, yarın 24 kasım GTL'in 3 modelinde yüklemesi vardı, onların inspectipn'ları tam mıydı ya?!?! diye düşünürek geciyor..
Ve, mutlu son..
8'den sonra 1 saat bile olsa..
2. Türk kahvesi..
Şanslıysam bir tavla galibiyeti..
-Her akşam olabilitesi göz dolduruyor...- : )
Sonra, mezar gibi eve geliş, popoyu devirip uyuma..
Haftanın 5 günü icin bütün olay harfi harfine bu..
Sıkıcı..
Rütin..
Ve, ne yalan söylim günde kac kere düşünüyorum kim bilir;
-Ugruna, harcadıgın onca seyden sonra; bu mu Hülya senin istedigin diye..'
Thanks God it is Friday, oldugunda..
Gözlerim uykusuzluktan kücülmüş..
Huysuz, bitkin..
Merhaba diyene; senin ben ananı.. diye cevap vericek duruma coktan gelmiş oluyorum..
Cumartesi günleri..
Ah, gün ışıgım..
Artık bünye öyle pis alışmış ki; 8:00'de uyanıyorum..
Sonra tekrar uyumak icin; -Hülya düşün hafta ici uykusuzlarını düşün diyerek tekrar uyutuyorum..
Uyanıp;
Odayı toplamak..
Ayakkabıları yerleştirmek..
Kendi işlerimle ilgilenemek derken..
Nefes almaya ögreden sonra başlıyorum.. :)
Canım ne isterse oraya gidiyoruz..
Türk kahvesi..
Yönetmen filmi..
Tavla galibiyeti (Cok şükür ki, yenilgim yok!)
Sadece, 4 saat nefes alabiliyorum..
Cumartesi günü, gec saatlere kadar bir sürü arkadaşı oturup muhabet ettik..
Uzun zamandır ilk defa, gercekten insanların konuşurken cıkar gözetmediklerine şahit oldum..
Sadece, konuşuyorlar..
Onlar konuşurken ben yanımda duranı izledim öylece..
Sessizligini, halini..
Ve taze, mis kokan nefeslerle doldurdum cigerlerimi..

Sonra hesapladım;
1 günde 24 saat var..
7x24=169 saat eder..
1 saat = 60dk
60x24= 1440 dk oluverir 1 günde..
1440x7 = 10080 dakikkacık 1 haftada;
Son olarak, benim hesaplarıma bakarsak;
10dk 1. nefesim..
1 saat : 2. nefesim.. 60 dakika
4 saat : 3. nefesim.. 240 dakika
Toplamda sadece; 310 dakika

Benim, nefesim..
Yaşamak icin; yaşadıgımı bildigim anlar icin harcadıgım nefesim..
Yine soruyorum;
Bu mudur; ugruna harcadıklarının karşılıgı?!





Cumartesi, Kasım 20

Gece yarısı geyikLeri..


Bir insan evladı, gecenin 2'sinde neden uyumaz?!
Yapılcak bütün aktiviteler de üstüne üstülük yapılmış olsun..
2 ucak değiştirip, ülkemin topraklarına basmak..
Eşek ölüsünden farksız bir bavulu taşımak..
Anne ve babanın gönlünü yapmak..
Arap'larla kavga etmek.. Örnekleri icin :

*Sorry, how much is this?
-it is free, for your beauty..
*?!! Zevkine, edeyim mi senin? ediyim edeyim..

Yorgunluktan bitkin düşmek, ya sahi biz şimdi tatil mi yaptık oluyor bu durum? Yeminle yoruldum..
Sevdicegi uyutmak..
3 sigara..
Ve hala, star tv'de Hayrettin videolarını izliyorum..
Uykum yok..
Okuncak kitap yok..
Öylece, kurbanda kesilemeyen cılız koyunlar gibi bakınıyorum ekrana..
Nette dolandım birazcık, okuncakları okudum da okudum hemencecik bitti..
Kalktım bir tur attım.. (Kac m2 sankim ki odam; ben, dolap, ayakkabı dolabı, dolaba sıgmayan ayakkabılar..)
Kafama takıldı bak şimdi..
Bir insan size onca zamandan sonra nasıl hala özel gelebilir?!
Hala, hayran olabilirsiniz?
Ne tuhaf..
Nasıl hala durup durup resimlerine bakabilirsiniz? Sürekli hemde..
Yaşanıcakları mı bitmemiştir hala?
Tükenmez mi midir acaba?
Peki ya, 30 yıl süren evlilikler? Bir insan, nasıl dayanır 30 yıl birine?
Deli misiniz siz ya?
O zaman da mı aşk olur ki bunun adı?
Geyik işte..


Saclarıma kıyasım geldi, at yelesi gibi oldular.. Kestiresim var..
Aklım hala karım karış havada benim cok beklerim ayaklarım yere bassın..
Hayranı oldugum adam, Fatih Sultan Mehmet sevdigini bir gece dan diye gitmiş istemeye ceyizsiz, duvaksız atıp atının sırtına gelin etmiş..
Aklım yatmıyor degil var ya.. :)
Okan Bayülgen baba olduktan sonra, daha mı yufka yürekli oldu ki acep?
Yayında olan kac dizi var güzel ülkemde? Ciddiyim, bilen varsa tam sayı olarak söyler mi bana?
Rıdvan Dilmen cidden bir efsane mi?!
Tavla mı Satranc mı?! Tavla be!
En sevdigim ay, Temmuz ama bütün romantik komediler ya Kasım'da yada yılbaşında niye ki acep?!
Bütün sahip olduklarıma ramen, az şükür ediyorum tilt oluyorum bu huyuma tilt!
En uzun soluklu film serisi, Gelecege dönüş mü? American pie mi? Scary movie mi? Testere mi?
Bu meslegi yapmasaydım; kesin ya yazar olurdum yada gezgin! en iyisi icin; gezgin yazar.. :)
Kocaman bir ayıcık istiyorum..
Bir sigara daha..
Bu arada, gece gece neler düşünür müşüm be?!!
E, hala uykum yok..
Yazıda edebi olmadı zaten..
Neyse..
İyi geceler..

hLy'..

Perşembe, Kasım 18

Sharm El-Sheikh..


Kurban bayramı icin verilen 9 koca günlük molada yapılcak arasında; zehir düşünce insanları 'haydin len sıcak memlekete gidip etrafa dolar sacalım der..
Dubai, Fas, Tunus, Mısır eylem ülkeleri olarak hayata gecer..
Fas ve Tunus dışında 2 ülkeyi de gördüm Dubai'ye ergen yaşta Mısır'a ise, bu sene icinde 2. kez gelişim oldu..
Genc yaşımda cok ülke gördügüm icin midir bilmiyorum ama gittigim yerler tuhaf bir bicimde aynılaşmaya başladı yada sanırım, bu kız 'dünya insanı' oldu.. yuppi!


9 gün boyunca, kesilen kurbanı görmek, catlayana kadar baklava, lokum yemek üstümüz başımız limon kolanyası kokasıncaya kadar evde kalmak yerine secenekler arasında Mısır'a gitmeyi uygun gördük (fikir babası bizzat öz babam olur..)

Kahire öncede söyledigim gibi insan hayatında sadece bir kere görüldügünde güzel olabilecek bir yer..
Bizde gidelim, birde Sham El Sheike'nın suyunu yutalım dedik..
Aslına bakarsanız, bence bu mevsimde Güney Afrika harika olurdu (bildigimden degil okul arkadaşlarım söyledi..)
Neyse, seyahet yazısı yazmam gerekiyor (amacım bu zira)
Sham, Mısır'ın incisi diye biliniyor halkı arasında..
Sapına kadar, Rus (bu adamları kim kurtardı kominizimden bir elime gecerse diycek lafım var..) Ukranyalı, kafile halinde İngiliz ve İsvecli kaynıyor..
Havası güzel.. Gercekten 30derecenin altını daha görmedik..
Kızıldeniz güzel.. Ilık, inanılmaz tuzlu ve şaşırılacak kadar temiz (ki Mısır'lılar inanılmaz pis öyle böyle degil..)
Aaa, evet..
Dalma eylemi ile meşhurdu dimi bu şehir? Öyle tüpümü aldım cekilin dalıcam ben durumu yok onun icin kurs almanız gerekiyor ilk gün dalıcak olanlara 3metreden aşagıya indirmiyorlar ve sadece 15dk kadar dalabiliyorsunuz (Ben ilk günde kaldım ama sanırım degdi) inanılmaz bir renk cümbüşü var aşagıda..

Bir sürü balık Nemo, Sarı, kırmızı laci renkte minnacık balıklar ve Corel'ler..
Öncelikle şu Corel meselesine deginmek istiyorum; bi bok yok anacım.. bildigin bitkinin suyun altında yetişeni Corel aşagıya Corel yukarı bir durum var burda ama ben bi cacıgını görmedim.. Bitki işte, bilen icin önemli demek ki..
Yani, cekilin ben geldim tüpüm nerde verin onu bana Discovery belgeseli cekicem diye umutlanan arkadaşlar.. hehe. Unuttun..

Envai ceşitte hotel var..
En iyi hotel, Four Season ve Hyatt Regency bir fenomen olan Ritz Calton'u bok götürüyor.. (İngiltere'de kapılan kovulan adamlar biliyorum da..)
İnsanları pis, gercekten pisler ya en lüks yerde bile yemek yerken 2 kere düşünüyor insan lem yesek mi acep diye?!
Havasından mıdır nedir sıcaktan olsa gerek Mısır'lılar pek bir kaypak millet ya bir söyledikleri digerini tutmuyor.. Paraya deli gibi düşkünler; Amerikan Doları favorileri ama Türk lirası verirsen de 'Şükran' diyorlar..

Zaman kavramları yok örnekle;
-Merhaba (Tur Rehberi hatta)
-Merhaba, kacta gelirsiniz bugun bizi almaya (ben)
-11:30'da ordayım (tur rehberi)
-OK'dir.
Saat, 14:00 sularında 'azıcık bir gecikmeyle' bizi almaya gelebiliyorlar..
yada, toplantı icin ne zaman müsait olursunuz sorusuna; -Gün icinde yaparız ya diye cevap almanız mümkün..

Taksiciler, satıcılar sizi kazım kazım kazıklamak icin gözleri dört dönüyor ne alırsanız alın mutlaka pazarlık edin zira; 100ep dedikleri minyatür hediyelikleri 15ep satın alabiliyorsunuz.. (maliyeti kaca acaba oda merak konusu)
Yemeklere gelince; iyi bir hotelde kalıyorsanız dışarda Hard Rock cafe'den başka öyle ölüm ölüm yenicek yemekler yok.. Hotel yemekleri oldukca güzel ve temiz.. envai ceşit meyva var tadını cıkartın derim (portakaldan uzak durun yeter) Mango'nun mevsimi 4. ay bu arada Ananaslar Dubai'dekileri götünde sallar, balıklar leziz, karadesler enves midye yok bu arada aa mutlaka ama mutlaka Leyrek deneyin her mevsimde inanılmazlar.
Türk kahvesi kültürleri var ama camur gibi icine karanfil tadında birşey atıyorlar sanırım ama hic yakışmış mı be kardeşim?!! Tadlıları bize oldukca yakın.. Inanılmaz, şerbetli tatlıları var.

Su; gibi benim icin yemeden icmeden daha önemli olanlar icin, endişe edilcek birşey yok 'Nestle, hep sizinle' kendi suları igrenc!!!
Şimdi bu mesele, en azından benim icin cok önemli.. neden bilmiyorum her suyu icmek zulum geliyor bana ki, file yakın oranla su iciyorum ondandır herhal..

Hmm bakalım başka?
Bir günlük tekne turları yapılıyor burda oldukca da populer ama aman diyim uzak durun..
Inanılmaz kötü..
1.cisi tekneler cok eski ve acayip pis.. Pis derken baya pis.. Wc'lere girilmiyor bile kokudan onun yerine hotel'inizde girin derim ben denize aynı balık orda da var..
Hem acayip pis olan birseyin günlügüde en az 1000$ başlıyor.. (Biz yaptık ac kaldık, yemekler kötü yapıldıgı yer daha kötü götün götün ac ac dönüyorsunuz)
Saatlerde 10:00 en gec 16:00 arası.. degmez ki ne degmez..
2. olarak Bedevi geceleri ve ATV olayı..
Bakın onu deneyin derim zira cok keyifli..
Anne baba kardeş ve ben 4'lüsü az önce 1 cöl dolusu kumu agzımıza dalıp döndük..
Anne ve babayı görmeniz lazımdı, arkada valide sandım ki an; babam köyden anamı kacırııyor :)

Gidicek olanlar icin;
-Mutlaka eksi pükü şeylerinizi giyin.. acık terlik giyin derim.
-Yanınız da bez gibi yüzünüzü kapatıcak şeyler alın (Yoksa, kumdan adama dönüyorsunuz) -1 saate yakın süren atv turları öyle filmlerde ki gibi inanılmaz bir cölde degil, beklentilerinizi büyütmeyin :) (Gerci Mısır'da hic bir beklentiniz olmasın orası ayrı)
-Bel agrısı olanlar icin, tavsiye edilmez.
-Böbrek taşı olanlar icin; bire bir zıplamaktan icim cıktı!

Atv turundan sonra, bedevi gecesi denilen bir cadıra gidiyorsunuz akşam yemegi icin..
Yemekler acınası gerci ben 'Ne kadar pis o kadar lezzetli' kızıyım ama benden bile gecmedi :) Mangal üstelik vejeteryanlar icin birebir.. :)
Sonra ver elini belly-dancing..
Aman Yarrabi, dansöz görmekten götten-göbekten sogdum..
Hem kızların yaşları mı kücük ne? Daha vucut hatları oturmamış -yasal mı bilmiyorum acıkcası-

Şehirde gezilecek aman aman bir yer yok..
Dogru dürüst bir pazarı bile yok ama Starbucks var :)
Sanırım Sham sadece dalma konusunda tutkusu olan insanlar icin cennet aa tabi birde her yerde denize giremeyen anneler icin..
Koyları güzel ve tenha..
Annem bütün gün elinde gözlük;
-Nurettinnnnnn balıkk varrrrr bahhh bahh diyip durdu!
Yazık babacıkta;
-Eee Dilek ne bekliyordun anlamadım ki diyiverdi sonunda..

Dipnotcuklara bakıcak olursak;
Oda hizmetlilerine 10$ verin, temizlik tamamdır..
Kesinlikle Mısır hattı alın, bir kısa mesaj 0.90 kuruş aranmak 1 dksı 9,00tl aramak 1dksı 12,00tl delirmiş bunlar..
Rahat şeyler alın valizinize.. 1 terlik yeter aklıma edeyim 9 tane ayakkabı getirdim yanımda.. Bol bol t-shirt alın..
Dalmak keyifli acıkcası.. Bir kere yaptıgımı düşünürsek aşagısı epey iyi.. İnsanı şükürden alıkoyamıyor.. Rabbim, ne güzel şeyler yaratmışsın cok sükür..
Şehir, yavaş yavaş turistlik oldugunu elevermiş durumda her ne kadar dogallıgı korunmaya calışılsa da 5 seneye kalmaz b.ku cıkar..

Görün mü? Hmm, olur..
Tatilin her türlüsü güzel bugun 12 saat uyudum da :) Rüyamda Cin'liler fiyat vermiyordu, aglıyordum bende! Manyaga bagladım manyaga!
Son olarak, 5 gün yeter derim ben fazlasında sıkılıyorsunuz.. ,
Ve, evimi özledim..
Bebegimi cok özledim..

P.S. : Iyı bayramlar ayol..
hLy'..


Pazartesi, Kasım 8

Newyork'ta 5 minare..


Amerikan'lı başlayıp, sapına kadar Türk biten film..
Beklendiginden cok daha az siyasi olan film..
Haluk Bilginer'in beni benden aldıgı film..
Mustafa Sandal'a; -Lem, cocuk becermiş hicte fena degil dendigi film..
Mahsun Kırmızıgül'ün filmde oynatmak icin, martı bulamayıp kendisinin oynadıgı film..

Öncelikte, filmi 2 kez izledim -hayır, bayıldıgımdan degil 2 tane birbirini deli gibi kıskanan koca bebek yüzünden ama Haluk Bilginer icin deger miydi, degerdi degerdi..

Filmin müzikleri inanılmaz olmuş.. Belli ki cok usta bir ekipten cıkma, cok titiz bir calışmanın sonucu..
Yanlız, o nasıl zayıf bir senaryodur öyle ulaeeee ulaaee Mahsun..
Filmde birtek derinlemesine işlenmiş karakter, Hacı Gümüş'tü.. Ciddi bir esinlenme var, Fettullah Gülen hocadan lakin, karakter o mudur? Degildi, orası bir gercek..
Ben durumu şunu yordum; Mahsun, öyle bir karakter oluşturdu güzelde analiz etti, Haluk Bilginer cok başarılı bir şekilde hayat verdi ama gerisi.. Cıx.. olmadı..
2. kere izledigimde anladım ki, filmde ciddi mantık hataları ve kopukluklar var fakat şu bir gercek bu adam, bir yönetmenlik egitimi aldı mı? Hayır..
Daha düne kadar; 'uuuu areee wonderfullll' diye klibleri vardı şimdi ise, filmini burnu kalkık İngilizlere satabiliyor..

Film belki, eleştiriye cok acık olabilir ama bu bir başarımı mı? Bence, başarı..
Filmde, beni koparan sahneler 2 elimin parmaklarını gecmez..

Gel gelelim, Deccal ile Hacı Gümüş'ün hapishanede yan yana oldukları sahne işte 'budur..' dedigim sahne oldu.

...İkisinin karşılaşmasında Hacı Gümüş Decchal'e şöyle diyor:“Hz. Peygamber 23 yıllık peygamberlik döneminde sadece iki ay savaşmıştır…”
Islam gibi, insana bu kadar deger veren bir din 2 farklı fıtratın icinden böyle yansıyor demek ki dedim icimden..
Gercekten, degerli bir sahneydi..
Tebrik ederim..
Rumi'den alınan, sözler..
Marcus'un ölüm ve ezanla ilgili söyledigi; “..İnsan doğunca ezanı okunur, namazı kılınmaz, ölünce namazı kılınır ezanı okunmaz. İşte hayat bu ezan ve namaz arası kadardır.” filmi, filmi yapan özellikleriydi..

Haluk Bilginer'in hayat verdigi karakter sanırım birazcıkta filme 'gel gel' olsun diye bu kadar, Fettullah Gülen'le birleştirilmiş olabilir.. cünkü, filmde ne oydu ne o degildi..
'.. Sudan, Malezya, Cin seni kabul eder' replikleri icten ice oydu dedirtti bana ama bütüne baktıgımda, 'yok artık bu kadar uzun boylu degil dedigim anlarda; da o degildi..

Haluk Bilginer, filmde bulunan bütün yabancı yıldızlara taş cıkartmış.. Aksan tam degildi ama şirindi..
Mahsun, ahh Mahsun keşke oynamasan da yönetseydim dedim film boyunca fonda martı, -lan ekip iyi calışıyor mu diye dik dik gözlerini saga sola bölerttigi anlar, nerden bulduysa üzerine yapışan tuhaf aksan.. olmadı be, gülüm..

Son olarak, filmdeki mesajlarda -cahalet, töre cinayetleri dışında- net degildi.. İslam; bir FBI ajanı icin hala terörist olabil-itesi- yüksek bir din olarak kalıverdi..
Ve, keşke senaryo hapishanede bitseydi..
Ciddiyim, tamam sonunda agladık ettikte e, be adam sen şimdi bir töre cinayeti yüzünden adamı bulama git Interpol'e arat, 2 ajan gitsin alsın(oda nasıl oluyorsa?!..) O degil, U.S.A. Allah'a emanet anladıgım kadarıyla her bisikletiyle Fedarel'lere carpanlar terörist el başı olmaktan ülkesine yollanan birini kacırabiliyor.. Boşyere, ikiz kulelerim gitti diye aglamayın, normal be kardeşim..
He, işte bütün bu hummalı calışma sırf sen adamı öldürcen diye.. Yok artık..

Lakin, taktir ettim..
Gercekten..
Yazık Mahsun icin, zamanında herkez Ibrahim Tatlıses'in Savaş Ay'ın yaptıgı programlarda anca barıştırmak icin kullandıgı bir figuran olur diyenler bugün bastırıp parayı izlediler filmi..
Kendini aşmaktır bu..
Elindeki senaryo, yetmesi bile 'bende varım..' demektir bu..
Mankenden oyuncu olmaz, şarkıcıdan jön olmaz.. Kıcımı ye!
Bak, adam yaptı.. izledin mi? İzledin.. Bitmiştir olay..

Dipimsi not : Hicte sevmem ben ya Mahsun Kırmızıgül'ü dinlemem bile..
Dipimsi not 2: Seyredin derim, icinizde neyiniz var neyiniz yok filmi bahane edip cıkkhh cıkhhh aglayıveriyorsunuz.. : )

Sevgiler,
hLy'..