Çarşamba, Mart 10

Tarih'i anmak; anLamak..



Tarih..
Tarih'in benim icin hep yeri farklıydı.. Ortaokul, lise yıllarında diger derslerimden ayrı severdim tarih derslerini (Lisedeki tarih hocalarıma teşekkürlerimi sunmak isterim zira, tarihi anlatırken o kadar başarılı ve gercekciydilerdi; Osmanlı'yı tanımak, İstanbul'u Sultan Han'la birlikte almak, Martin Luther'i anlamak onlarla yaşamak kadar etkilendim cogu derslerimde..
Tarih'in kütüphanemde de yeri cok ayrıdır.. Sayıları diger kitaplarımdan hep daha fazla olmuştur özellikle yakın tarih'i dinlemekten cok okumayı sevmişim zamanında..

Herşey bir kenara, Tarih'i sanırım ben bir tonton amca sayesinde seviyorum.. Lise'de dönem ödevlerimden bir tanesi; 'Osmanlı'da adalet sistemi' üzerineydi. Kara kara 'ne yazsam ki ben şimdi ya' diye düşünüp, -o zaman google'ı ne icin kullanıyorsak artık- kendimi paraladıgım bir dönemde; bir mucize oldu ve benim tarih dönem ödevime; sihirLi bir 'bilge' dokundu..


İlber OrtayLı'yı; ilk gördügüm anda hayran kaldım.. Kendini bu kadar rahat ifade eden, duruşu bu kadar yalın ve egodan uzak olan biri hiç görmemiştim (Acık konuşmak gerekirse, bende o kadar tarih bilgisi olsa, ışıklı tabele yaptırır -Ben Tarihciyim-) diye gezerdim.
İlbey hoca gibi bir üstad bana 10 dk ayırsa bile şükür diye dualar ederken, hocam benimle ciddi ciddi oturdu, anlattı anlattı.. Tarihi, dinlemedim aslında kocaman bir çınar'ın gölgesinde seyrettim.
Adelet kulesini ziyaret ettim, 'adil' ve 'adaletli' olmak kavramların Osmanlı için ne kadar önemli oldugunu, ne kadar ince elenip sık dokundugunu bana, bir masal tadında anlattı hocam, yüzlerce soruma sabırla cevap verdi, her cevap sonrası ben biraz daha hayran kaldım..
Sonra adet oldu bende, kitaplarını dört gözle beklemek, cıkar cıkmaz (gecesinde) devirmek icin cabalamak..
Tarih'i bilmek anlamak bana göre; kestirmeden 'ibret' almaya benziyor.. Ve tarih bütüne bakıldıgında net görülebilen olaylar sinsilesi ve evet evet, dogru.. Tarih hep tekerrürden
ibarettir..



Tarih'i -yeterince- anmak.. Tarih'i -doğru- anlamak adına; İlber hocam'dan
aLıntılar;



















- En utanılacak yönümüz tarih yaptığımız halde tarih öğrenmemek, tarih yazmamak konusundaki cahilce ısrarlarımız.

- İyi muâmele edildiği yerde azınlıklar erirler, asimile olurlar. (Ermeni meselesi hakkında, 2 cift Lafım var ya.. neyse..)

- Türk ordusu ricat etmeyi bilmezdi. İlk defa ricat etmeyi İstiklal Savaşı'nda öğrenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın harp tarihimizdeki büyük katkısı düzenli geri çekilmeyi öğretmesidir.
(Ricat : geri cekilme)

- Şarktaki gibi her sokağın ötesinde bir başka cemaat, her kapının arkasında başka dil, her semtte ayrı bir din gibi şeyler görünmez batı Avrupa'da. Bu muhtelif kavimlerin birlikte yaşama meselesi Akdeniz Ortadoğu toplumlarına hastır. Hindistan alt kıtasına hastır.

- Avrupa Birliği gibi birliklerin içine girmek gerekir, fakat bunlara fazla bağlanmama, yani her an bavulu hazır iç güveyisi gelin kız durumunda girmeniz gerekir ki, bir kriz anında orayı kolayca terk edebilesiniz veya hayatınıza devam edebilesiniz. (Biz girmeye dagılırlar zati.. cıkınnn cıkınnn kapattık tükkanı!!)

- Kanuni'yi sevmek için Atatürk'e düşman olmaya gerek yok. Böyle bir budalalık olmaz. Neticede Atatürk de bir Osmanlı Erkan-ı Harbiye'sinde yetişmiştir. (2 kere okunması rica olunur..)

- İhtilâlle demokrasi öğrenmek marifet değildir. (x2 kez, Lütfen..)